Üçüncü bölüm olan Kurganlar, Türklerin ölü gömme gelenekleri üzerinden onların ölüm, öte dünya ve atalara saygı anlayışını ele alıyor. Kurganlar, taş yığınlarıyla örtülmüş anıtsal mezarlardır ve genellikle soylular veya önemli kişilere aittir. Bu bölümde hem arkeolojik kazılardan elde edilen bulgular hem de bu mezarların kültürel ve dini boyutu işleniyor.
Belgesel, bu mezar yapılarının içeriğinde bulunan kişisel eşyalar, silahlar, at iskeletleri gibi objeleri tanıtarak, o dönemdeki yaşam tarzı hakkında önemli bilgiler sunuyor. Kurganlara gömülen kişilerin ölümden sonra da statülerini korumaları gerektiği inancı, mezar yapılarının ihtişamında kendini belli ediyor. Bu durum, Türklerin ölümden sonraki yaşamı canlı bir şekilde hayal ettiklerini ve buna göre ritüeller düzenlediklerini gösteriyor.
Belgeselde ayrıca bu geleneklerin günümüze kadar ulaşan yansımalarına da yer veriliyor. Modern dönemde dahi bazı göçebe topluluklar arasında devam eden defin ritüelleri, Türklerin geçmişle bağlarını ne denli güçlü kurduğunu ortaya koyuyor. Kurganlar, bir halkın hem dününe hem de ölümden sonraki hayata dair inanç sistemine açılan kapılar gibidir.