Bu ilk bölüm, uranyumun sıradan bir metalden, insanlık tarihini şekillendiren ölümcül bir silaha dönüşme sürecini anlatıyor. 19. yüzyılda keşfedilen uranyum, başlangıçta bilimsel merakın bir nesnesiydi; ancak 20. yüzyılın ortalarında, Adolf Hitler'in baskısı altındaki Alman bilim insanları, uranyumu askeri amaçlarla kullanma potansiyelini fark etmeye başladılar. Atom çekirdeğinin bölünmesiyle muazzam enerji açığa çıkabileceği gerçeği, bu metali sadece enerji üretimi için değil, aynı zamanda kitle imha silahı olarak da kullanılabilecek bir araç haline getirdi.
Belgesel, bu süreçte kritik rol oynayan olayları ve figürleri gözler önüne seriyor: Adolf Hitler'in nükleer çalışmalar için verdiği talimatlar, Albert Einstein'ın Başkan Roosevelt'e yazdığı uyarı mektubu ve Manhattan Projesi'nin doğuşu. Bu gizli projede, bilim insanları uranyumu silah haline getirmek için yoğun bir şekilde çalıştı ve sonunda 1945 yılında Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları, uranyumun yıkıcı gücünü dünyaya gösterdi.
“Bir Metal Bombaya Dönüşüyor” bölümü, bu dönüm noktalarını ve uranyumun tehlikeli bir silaha dönüşmesinin ardındaki bilimsel, politik ve etik dinamikleri ayrıntılı bir şekilde incelerken, insanlığın bu gücü nasıl kontrol edebileceği sorusunu da gündeme getiriyor.