Yıllarca Britanyalı silah arkadaşlarıyla omuz omuza savaşan Amerikan kolonistleri, kolonilerin haberi olmadan uygulanan sert ithalat vergileriyle sarsılır. Savaşan bir imparatorluğun ağır ulusal borcunu çözmek amacıyla tasarlanan Şeker Yasası, Damga Vergisi ve Townshend Yasası, açık isyana yol açar. Britanya, kolonileri vergilendirme hakkını yeniden teyit etse de, giderek artan boykotlar ve Boston Limanı’nda gerçekleşen ikonik bir protesto sert bir baskıya neden olur. Ancak gölgelerde, isyancılar kendi hükümetlerini kurmaya başlar. Adams, Jefferson ve Washington gibi önderler, Britanya'nın dayanılmaz yasalarını kınar ve özgürlük için hiddetle mücadele ederler. Bir grup “dakika adamı” milisi ve yeni kurulan Kıta Ordusu savaşa hazırlanmaktadır. Lexington'da atılan tek bir kurşunla savaş başlar. Savaş hatları çizilirken, Britanya’nın ezeli düşmanları çatışmaya dahil olur. Boston'daki zaferin ardından, isyancı kongresi devrimci bir belgeyle yeni bir gelecek hayal eder. Ancak zafer henüz garanti değildir ve Amerikan özgürlüğünü nihayetinde güvence altına almak için sadece cesur bir saldırı yeterli olacaktır.