İyi seyirler dileriz...

Yeniden Keşfedilen Mezopotamya

No votes

Beğendiyseniz, puan verin


0 / 10

Your page rank:

Mesopotamia Rediscovered belgeseli, Irak'taki ulusal miras otoritelerinin çağrısına yanıt veren dünyanın dört bir yanından gelen yeni nesil arkeologların, Ninova, Lagaş ve Larsa gibi efsanevi Mezopotamya alanlarını yeniden açma çalışmalarını konu alıyor. Arkeologlar, bölgede daha önce hiç kullanılmamış dijital teknolojilerin yardımıyla, insanlık tarafından inşa edilen ilk şehirlerde yeni ve şaşırtıcı keşifler yapıyorlar.

Bu belgesel, izleyicileri tarihle dolu bu toprakları ve dünyanın ilk kültürleri ile imparatorluklarının ortaya çıktığı yeri yeniden keşfetmeye davet ediyor. Mezopotamya, Ortadoğu'nun kalbinde yer almakta olup, güneyde Basra Körfezi'nden kuzeyde Toros Dağları'nın eteklerine kadar uzanmaktadır. Tigris ve Fırat nehirleri arasında yer alan coğrafi konumu, verimli toprakları, güvenli su kaynakları ve tarıma elverişli iklimi sayesinde erken uygarlıkların gelişmesine olanak tanımıştır.

Yerel otoritelerle iş birliği içinde, arkeologlar bu arkeolojik alanları yeniden açarak, gömülü hazineleri ortaya çıkarmak ve onları restore etmek için çalışmalara başladı. Bu alanlardan biri, boyutları ve en eski kütüphanelerden biriyle tanınan, Yeni Asur İmparatorluğu'nun başkenti olan antik Ninova şehridir. Ancak, bu yerleşimin büyük bir kısmı hala toprak altında gömülü durumda. Bölge, İslam ordusu tarafından bırakılan siperlerle dolu; bu siperler büyük yıkımlara neden olmuş, ancak kazı çalışmalarını da biraz daha kolaylaştırmış. Bu siperlerden birinde, üzeri yazılarla kaplı yüzlerce tablet keşfedildi. 19. yüzyıldan bu yana, Ninova'da böyle bir keşif ilk kez yapılmış oldu. Uzmanlardan biri, “Bu, ekip için bir öfori anıydı,” diyerek, “bir arkeolog, tüm hayatını hiçbir yazılı materyal bulamadan geçirebilir” diye ekledi. Bu yerde, yüzlerce benzersiz obje keşfedildi: kil tabletler yalnızca idari kayıtlar içermekle kalmıyor, aynı zamanda şiirler ve dini metinler de içeriyor. Arkeologlar, bu keşfin yapıldığı binaların kalıntılarının bir scriptorium, yani belgelerin kopyalandığı bir atölye olduğuna inanıyorlar. Bu dönemden kalma böyle bir yerin, daha önce hiç keşfedilmediği belirtiliyor.

Kazılar, son 30 yılda sık sık yağmalanan bir Sümer şehri olan Larsa'da da devam etti. Tüm tahribata ve sayısız yeni açılmış çukura rağmen, uzmanlar şehirde bazı yerlerde, pişirilmiş tuğlalardan yapılmış sulama kanallarının izlerini buldular. Bölge haritalandıktan sonra, 4,000 yıl önce bugün çölde bulunan bu bölgede geniş bir sulama kanalları ağı olduğu ortaya çıktı ve arkeologlar burayı “Irak'ın Venedik'i” olarak adlandırdılar. Su, 60 kilometre boyunca Tigiris Nehri'nden Larsa'ya taşınıyordu. Yerel halk, su seviyesini şehir seviyesine çıkarmanın basit bir yolunu bulmuştu: eğimli bölgelerde, suyun doğal olarak engeli aşmasını sağlamak için kanalı daraltmışlardı.

Sulama kanalları, 5,000 yıl önce Mezopotamya'da bir şehir-devlet olan Lagash'ta da bulunuyordu. Bu bölge bir zamanlar geniş bataklıklar ve suyla kaplıydı. Zamanla arazi değiştikçe ve yağışlar azaldıkça, insanlar suyu taşımak için çözümler bulmak zorunda kaldı ve arazide yapay sulama sistemleri oluşturuldu. Uzun süre boyunca uzmanlar, şehirleşmenin yapay sulama tarımı nedeniyle geliştiğini ve insanların bu kanallar etrafında toplandığını düşündü. Ancak, gerçekte en eski Sümer şehirleri, insanların su getirmeye başlamasından önce mevcut olan ve ihtiyaçtan doğan doğal bir gelişimdir.

Bu yeni keşifler, medeniyetin beşiği hakkında pek çok yeni ve ilginç bilgi sunuyor. 30 yıl süren çatışmalardan sonra, bu yerlerin nihayet araştırılabilmesi, dünyadaki ilk şehirler hakkında yeni bir bakış açısı sunma potansiyeline sahip.    (Alıntı: https://www.prwave.ro/mesopotamia-isi-redeschide-portile-la-viasat-history)

Yapım: ARTE & Gedeon

 

Posted on:
Views:11
Quality:
Year:
Duration: 52 Min
Country:
Release:
Language:Türkçe Dublaj

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir